Sunday, December 12, 2010

Sienna Miller-Hugo Boss


Sienna Miller ne kadar zarif  ve dogal degil mi,Hugo Boss'un yeni parfümün reklamindan birkac resim..
Saclarin rengi nefis..

Nutellaaaaa!!

Ben bircok bayan gibi bir Nutella canavariyim, bütün bir siseyi kasiklama potensiyelim vardir.Almanya`ya geleli 1 sene oldu,ama markete gidip Nutella almadim olacaklari bildigim icin :)
Gecen hafta Rothenburg'te Weihnachtsmarkt vardi, bizde esimle muzlu nutellali krep yedik,mmmm :)
Hedef kiloma ulasamiyorum,off offf, kisin insan soguklarda daha da fazla tatliya düskün oluyor :((

Zencefilli balkabagi corbasi, wieder mal Kürbissuppe a la Ipek :)

Bu aksam gene balkabagi corbasi yaptim,bundan evvelki bloglarimda tarifi var, ama bu gercekten de mükemmel oldu, esim 9 verdigine göre :) bu kis cok yapiyorum bu corbadan,hem vitaminli hem de doyurucu oluyor. Bu aksam ek olarak bir parca taze zencefil dogradim ve soganin icine biraz salca ekledim, kabagin cinsi hokkaido, Istanbul'a gidince bizim normal balkabagiyla denemek istiyorum,bakalim nasil olacak..

Rue des halles München-Haidhausen,tres bien :))

Cumartesi aksami Elif, Rafa ve kücük Kerem ile uzun süredir gitmeyi planladigimiz Rue des Halles`da bulustuk.
Münih`in en eski fransiz restorani,burda cumartesi aksami rezervasyonsuz güzel yemek yenecek bir restoran bulmak neredeyse imkansiz.
Sansimiz iyi gitti de güzel bir masa bulduk.
Aslina menüdeki deniz ürünleri tabagi hosuma gitti ama onu yerine menüyü almaya tercih ettim.
Önden harika bir sütlü kereviz corbasi, ardindan dana etli patates ( resim ekte ) ve ardindan meyveli pay geldi.
Kendi ev yapimi saraplarida cok lezzetliydi.
Esimde yedigi bonfileden cok memnun kaldi, ve üzerine benim hastasi oldugum Creme Brule`den yedi, gercekten de cok güzel yapmislardi.
Restoran sahibiyle önce almanca konustuk, uyuz fransiz degildi, cok sempatik biriydi, bebekle ilgilendi memnuniyetimizi sordu.
Ben de fransizca konusma imkani bulunca mutlu oldum, hic unutmamisim gayet iyi :)
Is yerinde daha cok almanca ve ingilizce kullaniyorum, fransizca tek bir müsterim var, böyle firsat bulunca hosuma gitti...
Rue des Halles-Haidhausen`dan cok memnun kaldik, tekrar gidilecekler arasinda.

Sunday, December 5, 2010

Breakfast at Tiffany's &Moon river

Bu gece Youtube'da defalarca Moon River'i dinledim, bu sarki canim babamin sarkisi, ikizim Petek bu sarkiyi biz kücükken babamin sarkisi yapti, ve her caldiginda babam aklima geliyor.
Her dinledigimde hisleniyorum,filmi de defalarca izledim,belki de en romantik filmlerden biri. Audrey Hepburn o kadar güzel ki...Pencere kenarinda elinde gitari sarki söylüyor..Orjinal sarki hayrani oldugum Frank Sinatra'dan, hadi bir kere daha dinleyip yatayim bari..
Bu arada disarisi eksi 10 derece su anda, Türkiye tatilini bekliyorum..:))

Prensesin Uykusu-Schlaf der Prinzessin

Bugün Cagan  Irmak'in yeni filmi olan " Prenses'in uykusu" adli filme gittik. Münih'te cok fazla türk filmi oynamiyor, oynarsa da gitmeyecegim Recep Ivedik tarzi filmler oynuyor :))
Museum der Lichtspiele cok degisik 100 senelik bir sinema, ilk defa gittik, bizim cep sinemalarina benziyor. Sinemada sadece esim ve ben vardik, bize özel film gösterisi oldu yani.
Cok güzel bir filmdi. Cagan Irmak,gercekten de cok basarili projelere imza atiyor.Babam ve Oglum, Issiz Adam gibi dokunakli filmlerde üstüne yok. Esim öyle her filmi begenmez ve klise bulur, bu film gercekten masal gibiydi ve tabi hüzünlüydü. Sevinc Erbulak'i tiyatroda cok izlemistim ve cok begendigim bir oyuncudur. Filmde bazen Amelie`den aldigim tadi aldim,gercekten de kacirilmamasi gereken bir film.
 Sinema sonrasi arkadaslarimizla harika bir fransiz yemegi yedik, yeni bir kesif daha, Rue des Halles, ayri bir yazida yazacagim,resimleri aktarmam gerekiyor,fransizca konustum sahibiyle,cok hosuma gitti.