Monday, March 29, 2010

Kleine Feigling

Almanya'da sevilen meşhur incir vodkası, çok güzel bir tadı var,şişesi de şirin mi şirin minicik,tek yudumluk,buzdolabımızda hep bulunuyor :)

Sunday, March 28, 2010

Baharın renkleri


Cumartesi günü havanın güzel olmasını fırsat bilip Dachau'ya dolaşmaya gittik, ağaçlar tomurcuklanmış ,çiçekler açmış,bahar gerçekten geldi sonunda.Önümüzdeki hafta paskalya tatili,pastane vitrinleri süslenmiş,ekteki resim Teufelhart pastanesinden,biraz yürüyüş yaptık ve Freising'e doğru yola çıktık ( Münih'in kuzeyinde şirin bir ilçe ),dönüştede Ikea'ya uğrayıp meşhur isveç kötterbular köftelerinden aldık,fırında pişirince hafif ve lezzetli oluyor,ve tabi Serhat'ın sevdiği ahududulu kurabiyelerden :)

Sunday, March 21, 2010

Starnberger See

Bugün kocacığımla Münih'in 30 km güneyinde bulunan Bayern'in ikinci büyük gölü olan Starnberger gölüne gittik,hava sıcaktı ama yagmurluydu,gene de göl kenarında yürüyüş yaptık ve Alp dağlarının temiz havasını içimize çektik, çevrede o kadar çok gezilecek yer var ki,havaların güzelleşmesini bekliyoruz baharla birlikte,akşamüstü kahvelerimizi de göl kenarında içtik,gene pastaları götürdük,off yarın iş var,pazar akşamlarını tabiki hiç sevmiyorum :((

Çikolata

İtiraf ediyorum,çikolata bağımlısıyım :)) dün Maelu'nun önünden geçtik,gene yer yoktu içeride,bari trüflerin fotoğrafını çekim dedim :)) mmmm,cok hoş görünüyorlar değil mi ?Neyse yarın pazartesi, diyete devam,Winterspeck muss weg!!

Tenmaya München

Pazartesi günü Münih'ın meşhur japon restoranlarından Tenmaya'ya gittik, ve patlayıncaya kadar yedik, iki katlı running suşi ve limitsiz yiyebiliyorsunuz, suşi sevmeyenler için de oldukça çok seçenek var,önden mürdüm eriğinden yapılmış sıcak şarap içtik,ilginç bir tattı,gene de Mitani'ye verdiğim beş yıldızı Tenmaya'ye veremeyeceğim, ama tekrar gidilebilir bir japoncu:)

Karidesli Tagliatelle


Cuma akşamı işten yorgun gelince ve canımız lezzetli bir yemek istediğinde yaptığımız çok kolay ve leziz bir tarif var,yanına da güzel bir Rioja açınca demeyin keyfımize :)
 250 gr karides,dondurulmuş ya da taze.1 paket krema.cherry domatesler,3 diş sarımsak,pul biber,tuz ve karabiber.
 Bir tencerede 250 gr tagliatelle'yi hafıf tuz ve zeyinyağıyla haşlıyorsunuz,sonra tavada tereyağında karidesleri yukarıdaki malzemelerle pişiriyorsunuz ( en son krema ),ve en sonunda makarnaları tavaya atıp karıştırıyorsunuz,afiyet olsun :)) somonla da yapılabilir,ama karides tercihim :)

Bodrum Ortakent-Satsuma Suites


Bu gece Bodrum hakkinda yazmisken biraz daha yazayim dedim,gecen yaz arkadasim Melis'in tavsiyesi üzerine Bodrum'da yeni bir butik otel kesfettik,Ortakent mevkiinde Satsuma Villalari,gercekten cok keyifli bir otel,büyük otel zincirlerinden,tam pansiyon otellerden  baymis insanlar icin güzel bir kacamak,isletmecisi Hülya Hanim'da cok kibar ve misafirperver,Bodrum'a yolu düsenlere kesinlikle tavsiye ediyorum. Yahsi sapagindaki meshur Sakiz Ana'ya gitme firsatini bulamadik,ev yemeklerinin harika oldugundan bahsediliyordu,aklimizda bulunsun.Ekte Satsuma Suites'ten bir manzara.

Bodrum -Gümüslük

                                                      
 Bu aksam bilgisayarimda ki eski resimleri karistirken Gümüslük fotograflarina rastladim,Bodrum´un bence en güzel koyu, ve her yaz firsatim oldukca gitmeye calisiyorum.Bodrum yıllardır uslanmadan, bıkmadan carpik sekilde büyüyor,ama gene de güzelliginden kismen de olsa cok sey kaybetmiyor.Ben Bodrum sevenler grubuna giriyorum,zaten Bodrum ya seviliyor ya da hic sevilmiyor.Hem amcamin hem de babaannemin evlerinin olmasi Bodrum`u daha da keyifli hale getirdi ve liseden beri hemen hemen her yaz gittim,düsündümde ilk gidisim sene 1993,ortaokulda gezi yapmistik,nerdeyse 20 sene olacak :)
Gümüslük kücük bir köy,yapilasma cok olsada benim en cok sevdigim koyu,daha sonra begendigim koylar arasinda Yalikavak ve Mazi koyu geliyor.En harika baligi,ve taze kalamar yiyebileceginiz bir koy,Karafaki`yi özellikle tavsiye ediyorum ve tabiki günbatimi Limon Kafe,gelincik votkasi cok meshur.
 Gümüslük'e özel balkabaklarindan oyulmus lambalar var,inanilmaz güzel,ve bence dünyaya acilabilecek kadar hos,bu dükkanlardan biri de "le Kabbak",gecen sene sahipleriyle konusurlerken yurtdisina kargo ile gönderdiklerini ancak dükkan acmayi düsünmediklerini söylemislerdi,bence iyide yapiyorlar,bebek badem ezmesinin sadece Bebek'te olmasi gibi,orjinallik korunuyo böylece ve butik kalınıyor.
 Bu aksam biraz nostalji yaptim,insallah bu yazda Bodrum'a yolumuz düser,karadan ya da denizden farketmez :)

Friday, March 12, 2010

Kitap kurdu

Herkes okuyor,ne bulursa okuyor. Alman halkına bazen gerçekten hayranlık duyuyorum, o kadar çok okuyorlar ki... Ayakta, trende, otobüste, deniz kenarında..Bu kadar okuyan bir toplumunda tabi gelişmesi çok doğal.Sabahları işe trenle gidiyorum ve insanları gözlüyorum, herkes birşeyler okuyor, en paspalının elinde bile bir gazete var.. kitaplar burda milyon baskılar yapıyor, bizdeki gibi beş bin on bin değil.Hele geçen gün bir aile gördüm, babanın elinde abartmıyorum 700-800 sayfalık ansiklopedi gibi bir roman ( taşımaya üşenir insan ), annede politik tarihi bir roman, iki çocuk ta sakin sakin masal kitaplarını okuyorlardı, tabi okuma konusundaa ailenin örnek olması çok önemli. Ben de bir kitap kurduyum ve  ne zamn yeni bir kitaba başlasam çok heyecan duyuyorum,eskisi gibi çok vakit bulamasam da fırsat yaratmaya çalışıyorum.Burada Hugendubel var 7 katlı bir kitapçı, fırsat buldukça vakit geçirmeyi çok seviyorum, beni tanıyanlar bilir, ya kozmetik dükkanlarında ya da kitapçıda saatlerce sıkılmadan yanlız başıma vakit geçirebilirim, Hugendubel bir cennet, ne ararsanız var, ve kasalarda hep kuyruk :) sanki market :)
Okuyorlar, gelişiyorlar ve güçleniyorlar, yorum sizin...

Le nozze di Figaro,figaro,figaroooo :))



Bir süredir bloguma yazamadım,ee tabi ev hanımlığı sona erdi, ve yoğun iş temposuna alışmayla geçti son iki hafta,havalar hala soğuk maalesef.Geçen hafta sabah eksi 10 dereceyi görünce sinirlerim bozuldu, birde pazartesi olması da etkiledi tabi,neyse trene binip kahvemi elimde aldığımda rahatladım :)

Dün akşam ilk defa Münih Devlet Opera'sına gittik, Figaro'nun düğünü, biletlerimizi aylar önce almıştık,Münih değişik bir şehir, etkinliklere biletler çok çabuk tükeniyor,çok önce planlamak gerekiyor.Keyifli bir akşam geçirdik, ancak opera 4 perde'ydi ve 4 saate yakın sürünce sonlara doğru biraz sıkıldık,ama gene de çok hoştu, özellikle opera salonunun mimarisi çok şık ve güzeldi.

Yaşasın haftasonu diyorum, bu arada geçen hafta ilk misafirimizi ağırladık evimizde, 10 çeşit meze,türk yemekleri, güzel bir rakı sofrası kurduk, eşimin arkadaşı Erol misafirimizdi, sanırım oldukça memnun kaldı, kocacığımda yardım etti sağolsun mezelere pek meraklı :)
Haftasonu bebek sevmeye gidicez, yaşasın :)