Saturday, January 10, 2009

Karlar Kraliçesi

Kışın en sevdiğim yanı,evde daha fazla vakit geçirebilme imkanı vermesi,dışarısı buz gibi,sıcacık evim, en sevdiğim dergilerim,okunması için sırada bekleyen kitaplarım, yeni hazırladığım filtre kahvem ve bağımlısı olduğum çikolatam ( mümkünse toblerone dark, after eight ya da bir klasik olan tadelle ve ülker kırmızı gofretim :) ) beni çok keyiflendiriyor..yazın deniz kenarında okuyabildiğim kitaplarıma daha fazla vakit ayırabiliyorum. Kitap ve sabah yeni alınmış gazete kokusunu hep sevdim,okumayı 4,5 yaşında kendi kendime öğrenmişim, eski gazete parçalarını elime alıp tuhaf sesler çıkarırmışım bakarak, annemlerde anlamamışlar ilk başta, kitapları görüp onları "bibi "diye çağırır, dokunmak,oynamak istermişim..sonra bir bakmışlarki kendi kendime okumaya başlamışım, yuvadaki öğretmenler benle özel olarak ilgilenmeye başlamışlar, ilkokul 1.sınıfı atlamam gerekirken, daha cok kücügüm ezilirim diye, birinci sınıfı okumamı tavsiye etmişler, sonraki yıllarda tam bir kitap kurdu olmuşum...tabi iş hayatına başladıktan sonra kitaplarımdan eskiye oranla biraz uzaklaştım, genede her hafta bir kitap okumaya çalışıyorum...Maalesef evlerinde kitap olmayan insanlar gördüm, gazete okumayan ya da en son okuduğu kitap "Cin Ali " dizisi olan,hiihihi :) Sırada bekleyen kitaplarım arasında bugün yarım kalmış bir Ahmet Ümit romanı-Kavim vardı, kendisi çok beğendiğim bir polisiye yazarı, polisiye çok sevmesemde akıcı dili ve gerçekten keyifli karakterlerden oluşması sayesinde bütün romanlarını okudum, yeni romanı Bab-ı esrar'da sırada bekliyor, ve birçok kez baslayıp yarım kalan İpek ve Ka'lı "Kar"... Bir de Bensiyon Pinto'nun "Anlatmasam olmazdı" adlı biyografisi son dönemde okuduğum özel bir romandı.. Geçen gün bir dergide " Karlar Kraliçesi" adlı masalı okudum, uzun zaman sonra bu masal o kadar hoşuma gitti ki, küçükken defalarca okurdum Andersen’in Kay ile Gerda kardeşlerin masalını.. Her okuyuşta da Kay ve Gerda için üzülürdüm ama kutuplardaki buzdan sarayında yapayalnız oturan karlar kraliçesine de bir türlü kızamazdım... Canım İstanbul'a kar hala yağmadı, ama Karlar kraliçesi beni çocukluğumun sıcak günlerine götürdü…

No comments:

Post a Comment