Wednesday, February 24, 2010

Gönülçelen

Vee karlar eridi, bugün 13 derece sıcaklığı gördüm ve şapkasız dolaşmanın keyfini çıkardım,e tabi son tatil günlerim artık, pazartesi iş başı ve kısa mola sona eriyor. Ben kış insanı değilim, ama soğuk bir ülkede yaşıyorum ve bunu kabul ettim,güneşi görünce hemen soyunan almanları o kadar iyi anlıyorum ki artık :)
 Sabah kalktım, her zamanki gibi kahvemi hazırladım ve internette gazetelerimi okudum, ve sonra güneşli havanın keyfini çıkarıp uzun uzun yürüdüm,evimizin arkasından küçük bir dere akıyor, sincaplar zıplıyor,kuşlar ötüşüyor, diğer bir yöne doğru gittiğimde başka bir göl var, kuğular ve ördekler bir arada yüzüyor, mis gibi havayı içime çektim ve yaşasın bahar gelmiş dedim.
Markette yeni çıkmış çileklerden bir kutu aldım  ve eve gelip baharın gelmesini kutladım. Ben mevsim meyvelerini ilk yerken hep dua ederim, her mevsim  bana ayrı bir heyecan veriyor. ( Soğuk kışları mevsim olarak sayamıycam üzgünüm ), çileklerimin  yanında da J.D. Salinger'in "Catcher in the Rye" okudum, benim en sevdiğim kitaplardan biri, türkçesi Gönülçelen ( Çavdar Tarlasında Çocuklar ) İstanbul'da kalmıştı, şimdi de almanca okuyorum,hangi dilde olsun farketmiyor, harika bir roman...
Hoşgeldin bahar!!

1 comment:

  1. Bir can kardeşim bana Kış mevsimini tanımlarken şöyle demişti; "Kış kendisini naz'a çeken bir mevsimdir." Bende söyle bakıyorum Eğer Kış olmasa biz faniler ilk bahar'ı hiç bu kadar severmiydik...

    Sevgiyle

    ReplyDelete